İTİKAF
BIR BAB
Bize er-Rebi' b.
Süleyman haber verip dedi ki: Şafii dedi ki: İtikaf, bir sünnettir. Kendisine
bir ay itikafyapmayı vacip kılan (adayan) bir kimse itikafa güneş batımından
önce girer ve ayın bitiminde güneş batınca o itikaftan çıkar.
Dedi ki: Vacip itikafta
şart koşmakta bir sakınca yoktur. Bu da şöyle demekle olur: "Eğer herhangi
bir arızi durum ile karşılaşırsam itikaftan çıkabilirim:'
Gün sayısını niyet
etmeden ve itikaf vacip olmaksızın itikaf yapmasında bir sakınca yoktur, ne
zaman dilerse de çıkar.
Cuma namazı kılınan
mescitte itikaf yapmayı daha çok severiz. Böyle olmayan bir mescitte itikaf ise,
cumadan cumaya kadar olur. Bir mescitte itikafta bulunmayı adayacak olup o
mescit yıkılırsa, onun bir tarafında itikaf yapar. Buna gücü yetmezse itikaftan
çıkar. O mescit bina edildiği zaman, kendisi de döner ve itikafına kaldığı
yerden devam eder.
İtikaf yapan bir kişi,
dilediği takdirde kendi evine ya da başka yere küçük ve büyük abdest ihtiyacını
görmek için çıkabilir, fakat ihtiyacını bitirdikten sonra kalmaz. Evine girdiği
zaman hastanın halini sormasında da bir sakınca yoktur. Alışveriş yapmasında,
bir şeyler dikmesinde, ilim adamlarıyla oturmasında, sevdiği şeyleri
konuşmasında -günah olmadığı sürece- bir sakınca yoktur. Sövmek de tartışmak da
itikafı bozmaz.
Dedi ki: İtikaf vacip
ise, hasta ziyaret etmez, cenazeye katılmaz. Bununla birlikte müezzin bir
kimsenin itikaf yapmasında mescidin içinde yahut dışında olsun minareye
çıkmasında bir sakınca yoktur, fakat namaz kıldırmakla görevli kimse için ezan
okumasını mekruh görürüm. Bununla birlikte kaza etmesinde bir sakınca yoktur.
Eğer bildiği bir şahitlik olup onu yapmaya çağırılacak olursa, bu daveti kabul
etmesi kap eder. Eğer bu daveti kabul ederse, itikafın kazasını yapar. İtikafta
bulunan kişi, evinde yemek yiyecek olursa ona bir şey düşmez.
Kendisine itikafı vacip
kılmış bir kimse, hastalandığı takdirde çıkar. İyileşince döner ve itikafına
kaldığı yerden devam eder. İyileştikten sonra mazeretsiz bir süre kalacak
olursa, itikafına yeniden başlar. İtikafa girmiş bir kimse ihtiyaç olmadığı
halde dışarı çıkarsa, itikafı bozulur. İtikaftaki kişi orucunu bozar yahut cima
ederse, itikafa -eğer oruç ile birlikte vacip bir itikaf ise- yeniden başlar.
Kadının itikaf etmiş olması halinde de durum böyledir.
Dedi ki: Allah için
üzerine bir ay (itikaf) borcum olsun demekle birlikte muayyen bir ayın adını
vermeyip arka arkaya kaydını da zikretmese ne zaman dilerse, itikaf yapar,
bununla birlikte bu itikafını arka arkaya yapmasını daha çok severim.
İtikaf, cimadan dolayı
-haddi gerektireni dışında- ifsat olmaz. Öpmek de, tenlerin değinmesi de,
bakmak da -inzal olsun olmasın- itikafı bozmaz. Kadının durumu da böyledir. Bu
itikafın mescitte ya da başka bir yerde olması arasında da fark yoktur.
Birisi: Bir ay boyunca
gündüzün itikaf yapmak Allah için borcum olsun, dese gece itikaf yapmayıp
gündüzün itikaf yapma imkanı vardır. Aynı şekilde gündüzün bir ay süreyle filan
kişi ile Allah için konuşmayacağım, dese de durum böyledir. Allah için
kendisine bir ay itikaf sorumluluğunu yüklese ve o ayı bir gün dışında itikafla
geçirse, o günün kazasını yapmakla yükümlüdür. Kişi, vacip bir itikafta
bulunsa, sultan yahut da bir başkası zorlayarak istemediği halde dışarı
çıkarsa, ona bir şey düşmez. Ne zaman fırsat bulursa, itikafına kaldığı yerden
devam eder. Aynı şekilde bir had ya da bir borç sebebiyle onu dışarı çıkartıp
hapsetmesi halinde de durum böyledir. Hapisten çıktıktan sonra dönüp kaldığı
yerden devam eder.
İtikaftaki kişi, gece ya
da gündüz sarhoş olursa, itikafını bozar ve eğer bu itikaf vacip ise, ona
yeniden başlamakla yükümlüdür. İtikaftaki kişi, bir ihtiyaç sebebiyle dışarı
çıksa, onun bir alacaklısı da karşısına çıksa, o borcunun ödenmesi için bir
vekil tayin etmesinde bir sakınca yoktur. Eğer itikaftaki borçluyu alacaklısı,
itikafa devam etmekten alıkoyacak olursa, onu serbest bıraktığında dönüp itikafına
devam eder. Eğer itikaftaki kişi, validen korkarsa, çıkar, güven bulduğu
takdirde kaldığı yerden devam eder.
Vacip itikaf; kişinin:
"Şu kadar şu kadar itikaf yapmak Allah için borcum olsun" demek
suretiyle olur. Vacip olmayan itikaf ise, hiçbir niyet yapmaksızın itikafta
bulunmasıdır. İtikaf yapan bir gün niyet edip günün ortasında itikafa girerse,
ertesi gün aynı vakte kadar itikafını sürdürür. Allah için bir gün itikaf
yapmak borcum olsun, derse fecirden önce güneşin batımına kadar itikafa girer.
Eğer iki gün itikafta bulunmayı kendisine Allah için borç olsun, derse;
fecirden önce girer, bir gün, bir gece ve bir gündüz itikafta bulunur ancak
geceyi istisna ederek yalnız gündüzü niyet etmiş olması hali müstesnadır.
Allah için oruçlu olarak
bir ay itikafta bulunmayı niyet etse, sonra da bunu yapamadan ölse onun adına
her bir günün yerine bir müdd (fakirlere) yedirilir. Eğer hasta olduğu halde
böyle bir adakta bulunmuş olup sağlığına kavuşmadan ölürse, ona hiçbir şey
düşmez. Bir aydan daha az bir süre iyileştikten sonra ölürse, iyi ve sağlıklı
olduğu her bir gün karşılığında onun adına bir müdd (fakirlere) yedirilir.
Rebi' dedi ki: İtikaf
yapıp oruç tutma borcu olduğu halde ölürse, onun adına yemek yedirilir. Eğer
buna imkan olmazsa ona bir şey düşmez.
Adamın gece itikaf
yapmasında bir sakınca yoktur. Ramazan bayramı birinci günü de Kurban bayramı
birinci günü de teşrik günleri de itikafta bir sakınca yoktur. İtikaf oruçsuz
da olabilir. Eğer 'filan kimsenin geleceği gün itikaf yapmak Allah'a borcum
olsun', deyip o kişi günün ilk vaktinde yahut son vaktinde gelirse, o günün
geri kalanını itikafla geçirir. Eğer o kişi kendisi hasta yahut hapiste iken
gelirse, iyileştiği ya da hapisten çıktığı zaman kazasını yapar. O kişi
geceleyin gelirse, ona bir şey düşmez. Şayet adını vererek Allah için bir ay
itikafta bulunmayı borcum olsun diye adarsa, o ayın da geçmiş olduğu görülürse,
ona bir şey düşmez.
Dedi ki: İtikaftaki kişi
itikafta iken hac için ihrama girse, itikafını tamamlar, fakat haccın
geçeceğinden korkarsa, haccını yapmaya gider. Eğer itikafı arka arkaya
yapılması gerekiyorsa, hacdan geldikten sonra yeniden başlar. Şayet arka arkaya
yapılması gerekmiyorsa, kaldığı yerden devam eder.
Mescid-i Haram'da itikaf
yapmak, onun dışındaki mescitlerdeki itikaftan daha faziletlidir. Nebi
(s.a.v.)'ın Mescidi de böyledir. Mescit ne kadar büyük, cemaati ne kadar çok
olursa, itikafın fazileti daha büyüktür. Kadın, köle ve yolcu da diledikleri
yerlerde itikaf yaparlar, çünkü bunların cuma namazı kılmak yükümlülükleri
yoktur. Kadın, itikaf yapmayı kendisine borç adayacak olursa, kocasının onun bu
itikafını engellemeye hakkı yoktur. Kölenin, müdebberin (azat olması
efendisinin ölümüne bağlı bulunan köle) ve ümmü'l-veledin efendileri de onları
(böyle bir itikaftan) alıkoyabilir. Bunlara izin verdikten sonra, itikaf
tamamlanmadan onları alıkoymak isterse, onun bu hakkı da vardır, fakat mükatep
kölenin efendisinin kölesinin itikafına engel olma hakkı yoktur. Yarısına
hürriyeti verilmiş köle, birkaç gün itikafta bulunmayı kendisine borç olarak
adayacak olursa, bir gün itikaf yapıp bir gün hizmet etme hakkı -itikMını
tamamlayıncaya kadar- vardır.
İtikaf yapan kişi
delirse ve senelerce bu halde kaldıktan sonra kendisine gelse, kaldığı yerden
devam eder. Kör ve kötürüm kimseler, itikaf hususunda sağlıklı kimse gibidir.
İtikaftaki erkek ve
kadının istedikleri elbiseyi giymelerinde, istediklerini yemelerinde,
istedikleri kokuları sürünmelerinde bir sakınca yoktur. Mescitte uyumasının da,
mescitte sofra kurmasının, mescitte leğende elleri yıkamasının da bir sakıncası
yoktur. İtikaf yapan kişi, unutup dışarı çıksa, sonra geri dönse, itikMı
bozulmaz. İtikattaki kişinin başını mescitten dışarı çıkartarak / çıkararak
yakınlarından birisinin başım yıkamasında da bir sakınca yoktur, çünkü
Rasulullah (s.a.v.) böyle yapmıştır. İtikaftaki kimsenin kendi nikihım
kıymasında da başkasının nikihım kıymasında da bir sakınca yoktur. İtikaf yapan
kadının kocası ölürse, itikaf'tan çıkar. İddet müddetini tamamlandıktan sonra
dönüp kaldığı yerden devam eder. Şöyle de denilmiştir: Kocası ölen kadının
itikaftan çıkma hakkı yoktur, böyle bir şey yaparsa, itikMa yeniden başlar.
Allah elbette ki en iyi bilendir.
Sonraki için tıkla:
HACCETMESİ İCAP
EDEN KİMSELERE HACCİN FARZ OLUŞU